Blog Yazılarım
BOLLUK BEREKET VE ŞANS MÜMKÜN MÜ?
BOLLUK BEREKET VE ŞANS MÜMKÜN MÜ?
Bolluk
bereket ve şans herkesin hayatında istediği bir şeydir. Herkes hayatında şanslı
olmak ister. Herkes hayatında her şeyin rast gitmesini her şeyde belli bir
başarıyı elde etmek ister. Ama aslında şans bolluk ve bereket göründüğü gibi
sadece kaderden gelen belli insanlara ait olan bir şey değildir. Bununla ilgili
birçok kitap yazılmıştır. Bununla ilgili birçok teori vardır. Bilinen bazı
gerçekler vardır. Tabii ki kaderin rolü vardır tabii ki doğuştan beli
sakatlıklarınız olabilir veya başınıza hiç beklemediğiniz kazalar gelmiş
olabilir veya istenmeyen bir ailede doğmuş doğmuş olabilirsiniz. Ama kontrol
edebileceğimiz bazı şeyler var. Başarılı insanlarla yapılan araştırmalarda elde
edilen sonuçlara göre belli özellikler ortaya çıkmıştır. Bunlardan bir tanesi; kişilerin
başına ne gelirse gelsin şanslı olduğunu söyleyen insanların ilk cümlesi ‘bundan
daha kötü olabilirdi’ cümlesini kullanmakmış. Ne olursa olsun istisnasız
her şeyin daha kötü olabileceğini düşünmüşler ve ikincisi de olumlu beklentiler içinde olmuşlar. Başlarına daha kötü
şeylerin gelebileceğini düşünmüşler ve ondan sonrada olumlu beklentiler içinde
bulunmuşlar. Üçüncüsü de inanç duygusu.
Başarabilecekleri ile ilgili inançlı olmaları. Bütün şanslı insanların
başlarına ne gelirse gelsin daha kötüsü olabileceğini düşünmeleri, daha iyisini
yapabilecekleri ile ilgili olumlu düşüncelerin olması fark yaratmış. Bu üç karakteristik kullandıkları en büyük özellikleri olmuş. Eğer bu üç özelliği sizde kullanmaya
başlarsınız, birden bire hayatını değişmeyebilir, ama daha
iyisini başarmak üzere güzel şeyleri çekmeye başlarsınız.
Diğer yapılabilecek şeyler
ise seneler süren araştırmalarla ortaya çıkmış. Şans kitabı yazarı İngiliz
psikolog Richard Wiseman tam sekiz yıl
boyunca, 400'e yakın ‘‘şanslı’’ ve ‘‘şanssızı’’ inceleyen Wiseman, ‘‘şanslıların’’ dört ortak
özelliklerini tespit etmiş. Kimi zaman farkına dahi varmadan devreye giren
bu özellikleri şöyle özetlemek mümkün: Önüne
çıkan fırsatı değerlendirmek, sezgilerine
güvenmek, şanslı olduğuna inanmak
ve olumsuzda olumluyu bulup çıkartmak.
Mesela
dünyanın en zengin kişilerinden biri Warren
Buffet, Harvard'dan kovulmuş olmasının hayatının en büyük şansı
olduğunu, zira bu başarısızlığı nedeniyle kariyerine başladığını anlatırmış. Richard Wiseman ve
yardımcılarının laboratuvarda yaptıkları testlerden bir örnek şöyle:
‘‘Şanslı’’ ve ‘‘şansızların’’ önlerine
bir dergi konuyor ve derginin içindeki fotoğrafların sayılması isteniyor.
‘‘Şanslı’ ’ların gözüne anında, dergide 45 fotoğrafın olduğunu
belirten bilgi ilişiyor. ‘‘Şanssızlar’’ ise
fotoğrafları saymaya koyuluyor. Birincisi
önüne çıkan fırsatı değerlendirmiş, ikincisi fotoğrafları sayacağım diye adeta
körleşmiş. Diğer bir araştırmada örnek bir senaryo sunulmuş.
Basit bir deney yapılmış;
Hem şanslı hem de şanssız insanlara bir gazete verdim ve onlardan
gazeteyi iyice inceleyip içinde ne kadar fotoğraf olduğunu bana söylemelerini
istedim. Gazetenin ortalarında bir yere üzerinde şu not yazılı olan büyük bir
mesaj yerleştirdim. Deney görevlisine bunu gördüğünüzü söyleyin 250 dolar
kazanın bu mesaj sayfanın yarısını kaplıyordu ve yüksekliği 5 cm in üzerinde
olan bir fontla yazılmıştı. Herkesin yüzünü sabit bakışlarla süzüyordum şanssız
insanlar bunu fark edemezlerken şanslı insanlar hemen fark ettiler… Şanssız
insanlar genel olarak şanslı insanlardan daha gergindirler. Bu endişeli ruh
hali, beklenmeyeni fark etme yeteneklerine zarar verir. Sonuç olarak fırsatları
kaçırırlar çünkü başka bir şeyi aramaya aşırı odaklanmışlardır. Partilere,
mükemmel eşlerini bulma düşüncesiyle giderler. Bu yüzden de iyi arkadaşlar
edinme fırsatlarını kaçırırlar. Belli iş ilanlarını bulmaya kararlı bir biçimde
gazeteleri incelerler ve diğer iş olanaklarını kaçırırlar. Şanslı insanlar daha
rahat ve açıktırlar. Dolayısıyla yalnızca aradıklarını değil orada ne olduğunu
da görürler.
ARAŞTIRMA SONUÇ OLARAK ŞUNU GÖSTERDİ...
Şanslı insanlar 4 ilke sayesinde şanslarını yaratırlar. Şans
fırsatlarını yaratma ve fark etme konusunda beceriklidirler. Sezgilerini
dinleyerek şanslı kararlar verebilirler. Olumlu beklentiler sayesinde
doğru çıkan tahminlerde bulunurlar. Şanssızlığı şansa dönüştüren esnek
bir yaklaşım benimserler. Çalışmanın sonuna doğru bu ilkelerin şansı
yaratmada kullanılıp kullanılamayacağını merak ettim. Bir grup gönüllüden bir
ay boyunca şanslı bir insan gibi düşünüp davranmaya yardımcı olacak egzersizler
yapmasını istedim.
Çarpıcı sonuçlar; bu egzersizler şans fırsatlarını fark etmeleri,
sezgilerini dinlemeleri, şanslı olmayı ummaları ve şanssızlığa karşı daha esnek
olmalarında onlara yardımcı oldu. Gönüllüler 1 ay sonra döndü ve neler olduğunu
anlattılar. Sonuçlar çarpıcıydı. Bu insanların %80'i artık daha mutluydu,
yaşamında daha çok tatmin oluyordu ve belki de en önemlisi daha şanslıydı. Sonuç
olarak asla akla gelmeyecek şans faktörünü bulmuştum.
Richard Wiseman'a bakarsanız, şanssız olduğuna inanmak insanın başına
gelebilecek en korkunç şeylerden bir tanesi. ‘‘Zira bu inanç hayatın
tüm alanlarına sirayet ediyor. Yılgınlık, yenilmişlik duygusu şansızlığı da
beraberinde getiriyor. Oysa tam aksine hayatının üzerinde kontrolü olduğuna
inananlar her şeye daha olumlu yaklaştıklarından başlarına iyi şeyler
geliyor.’’ Peki, o halde herkes şanslı
olabilir mi? ‘Kesinlikle evet. Tüm
araştırmalarım bunu gösteriyor.’’
Yalnız işin püf noktası ayrıntıda gizli.
Şans iki türlü. Wiseman da itiraf ediyor bunu. Bir tanesi
lotoda kazandıran ve kontrol edemediğimiz şans.
Diğeri de şansa benzeyen ama psikolojik
faktörlerle açıklanabilecek bir şey. İyileştirebileceğimiz, yönünü
değiştirebileceğimiz işte bu ikincisi.
Yani, ‘‘Her insanın şansı kendi
elindedir’’ diyen Alman atasözünde de, ‘‘Talihli olanların horozları bile yumurtlamaya
başlar’’ diyen Rus atasözünde de haklılık payı var.
İşte, ‘şanslı’ Lee’nin
öyküsü: “Yirmi yıldan beri satış ve pazarlama işindeyim. Gösterdiğim performans
nedeniyle pek çok terfi ve ödül kazandım, üst düzey görevlere getirildim.
Başarımda, şans çok çok büyük rol oynadı. Her zaman doğru zamanda doğru yerde
oldum.” …
Lee, sadece işinde şanslı
değil. 25 yıldır mutlu bir evliliği var. Üstelik bir keresinde şansı sayesinde
kıl payı ölümden kurtulmuş!
Stephen ise, hayatın
kendisine her zaman kötü bir oyun oynadığından yakınanlardan. Londra’da yaşayan
54 yaşındaki Stephen’e bir keresinde kazı kazan kartına büyük ikramiye çıkmış.
Ancak bir baskı hatası yüzünden kartın pek çok kere basıldığı ortaya çıkmış ve
ikramiyeyi binlerce kişiyle paylaşmak zorunda kalmış!
Stephen, her zaman
işlerini yoluna koymakta da zorlanmış, muhasebecisi kendisini dolandırmış ve
sonunda iflas etmiş. Ardından da kalp krizi geçirmiş: “Artık ne işim var, ne de
param. Bana her zaman bir işin yüzde 101’ini yapmak düşmüştür. Bazen
yukarıdakinin bana karşı daha insaflı davranması gerektiğini düşünüyorum.
Bundan daha iyisini hak ediyorum, fakat sanırım kartlar bu şekilde dağıtılmış.”
Çok acıklı değil mi? Ama
acıklı olan Stephen’in yaşadıkları mı, yoksa hayata bakış açısı mı?
Prof. Wiseman’a göre
şanslı ve şanssız insanlar arasındaki dört temel fark:
1- Şanslı insanlar daima
tesadüflere bağlı fırsatlarla karşılaşıyor. Yaşamlarında çok olumlu etkileri
olacak insanlarla tesadüfen tanışıyor ve ilginç fırsatlarla karşılaşıyorlar.
Şanssız insanlar ise bu tip deneyimleri çok az yaşıyor.
2- Şanslı insanlar
sebebini bilmeden doğru kararlar veriyor. Hangi kararın çıkarlarına olacağını
ya da kimin güvenilmez olduğunu bilebiliyorlar. Şanssız insanların kararları
ise hep yanlış oluyor, hayal kırıklığı yaratıyor.
3- Şanslı insanların
hayalleri sihirli bir değnek değmişcesine bir anda gerçekleşiyor; amaçlarına
ulaşıyorlar. Şanssız insanlar için durum yine bunun tam tersi: Hayalleri
fanteziden öteye gitmiyor.
4- Şanslı insanlar,
şanssızlığı şansa döndürme yeteneğine sahipler. Şanssız insanların böyle bir
kabiliyeti yok ve kötü şansları onlara her zaman mutsuzluk ve başarısızlık
getiriyor.
PROFESÖR WISEMAN'İN
ÖNERDİĞİ TEMEL İPUÇLARI
Şansın dört ilkesi
1. ilke:
Tesadüflere bağlı
fırsatları çoğaltın!
• Şanslı insan güçlü bir
“şans ağı” inşa eder ve bunu korur.
• Şanslı insan hayata daha
esnek ve sakin bakar.
• Şanslı insan daima yeni
deneyimlere açıktır.
2. ilke:
İç sesinizi dinleyin!
• Şanslı insan, iç sesini
ve sezgilerini kullanarak başarılı kararlar verir.
• Şanslı insan, sezgilerini
yükseltecek adımlar atar.
3. ilke:
Geleceğin iyi olacağını
düşünün!
• Şanslı insanın gelecekle
ilgili beklentileri, hayallerini gerçekleştirip amaçlarına ulaşmasını sağlar.
• Şanslı insan, şansının
gelecekte de süreceğini düşünür.
• Şanslı insan, başarı
olasılığı çok zayıf da olsa amacına ulaşmak için çaba gösterir ve başarısızlığa
direnir.
• Şanslı insan,
başkalarıyla etkileşiminin başarılı olacağı beklentisindedir.
4. ilke:
Kötü şansı talihe
dönüştürün!
• Şanslı insan, kötü
şansını talihe dönüştürme yeteneğine sahiptir.
• Şanslı insan, kötü
kaderin iyi yanını görür.
• Şanslı insan, başına
gelen talihsiz bir olayın uzun vadede en iyi şekilde sonuçlanacağına inanır.
• Şanslı insan,
şanssızlıkların üzerinde durmaz.
• Şanslı insan, gelecekte
daha fazla talihsizlik yaşamamak için yapıcı adımlar atar.
“Gerçekten şansa inanırım ve ne kadar çok
çalışırsam, o kadar şanslı olduğumu gördüm.”
– Thomas Jefferson
Ayrıca lütfen buradan youtube videosunu izleyin. ŞansBolluk ve Bereket Videosu
Bununla ilgili yaptığım
seanslardan da oldukça güzel sonuçlar alabiliyorum. Birçok kişi kendisini
sabote ettiği düşünceleri fark edip bırakınca, onları engelleyen enerjiler
temizleniyor
Spiritütel Yaşam Koçu,
Taner Akçakanat