Blog Yazılarım
Omega 3 ve Vitaminler Hakkında
(Dikkat, bu
yazıdaki doktor ben değilim)
İsmim Serdar
Hakan ÇİFTÇİ
46
yaşındayım.
Evliyim. 20
yaşında ikiz kızlarım var.
GATA mezunu
tıp doktoruyum ve halen hekimliğe aktif olarak devam etmekteyim
Sağlıkla
ilgili yazılanları okuduğumda gördüm ki; çok fazla malumat, bilgi eksikliği ve
kavram kargaşası var. Konuşulanlara ayrı ayrı değil, umumi bakış, genel olarak
cevap vermeye çalışacağım.
Öncelikle
Tıp Fakültelerimizde gıda, besin tamamlayıcılarıyla alakalı bir ders
okutulamadığından, Türkiyedeki doktorların %95 i doçent, profesör de olsalar,
balık yağı, polen, arı sütü gibi ek besin maddelerini ve kullanım alanlarını
bilmemektedirler. Geri kalan %5 ise tıbbi çalışmalarda veya yurt dışı
kongrelerde tesadüfen bunlarla karşılaştığı için bilir ama onlar da
nerelerde ve
ne dozda kullanılacağını bilmezler.
Bu ürünü temin etmek için tıklayın:
Burada suç
biz tıp doktorlarında değil, Türkiye'deki Tıp
eğitimindedir.
Yurt dışındaki hekimler bu tür ürünleri bilmekte ve
“tamamlayıcı
tıp" olarak kendileri de dahil herkeste kullanmaktadır. Aksi takdirde
Türkiye de hiçbir vicdanlı doktor;
- 9 tane
balık yağıyla; romatoid artriti,
- Aloe vera
ve propolisle; reflü, gastrit ve ülseri,
- Aloe vera
ve propolis ve balık yağıyla; astımı,
- Balık
yağı, B12 ve folik asitle; psikiyatrik rahatsızlıkları,
- Balık yağı
ve argiyle; damar tıkanıklıklarını,
- Ginsengle;
migreni,
- Polen ve
pomesteenle; kansızlığı,
- Aloe vera,
polen, fields of greens ve balık yağıyla; şekeri,
- 6 tane
besin tamamlayıcısıyla; kanseri, vurabileceklerini bilselerdi,
kullanmazlar
mıydı?
Onca insan
kilo problemiyle boğuşurken, zayıflatıp sağlıklarına
kavuşturmazlar
mıydı onları? Tabii ki kullanırlardı ve tabii ki
kavuştururlardı.
Meslektaşlarımın bu çeşit ürünlere menfi, olumsuz tepki vermelerinin altında
sadece bilgi eksiklikleri değil, sağlığı paraya dönüştürmeye çalışan, tıpta
“ŞARLATAN" dediğimiz ucube yaratıkların piyasadaki engellenemeyen varlığı
da yatar. O yüzden bir hekime balık yağını, polen ya da propolisi sorduğunuzda;
“Bırak bu saçmalıkları, sen doğru beslenmene bak” cümlesini duyarsanız
şaşırmayın. Çünkü onlar gıdaların, besin maddelerinin besin değerlerini
yitirdiğinin, neredeyse bütün nebatatın, bitkilerin genetik yapılarıyla
oynandığının ve hastalıkların altında yatan sebeplerin yine bu mevcut tüketilen
besin maddelerinin olduğunun farkında değiller!
Gelelim
doğru malumat ve bilgilere:
Nebati
omega3, asla hayvani omega3’ün yerini tutmaz!.. Yani ceviz, ıspanak, semiz otu
yiyerek bu iş olmaz!.
"BALIK
YAĞI; doğumdan ölüme kadar herkesin sistemli, düzenli ve devamlı kullanmak mecburiyetinde
olduğu, en mühim ilave gıda, ek besin maddesidir.”
Türkiye'deki
meslektaşlarım bilmeseler de, dünyada en çok bilinen ve üzerinde en fazla tıbbi
çalışma yapılmış (2.400 den fazla çalışma var) maddedir üstelik Omega3. Tıbbi
olarak 4 hususiyeti, özelliği vardır balık yağının;
Bu ürünü temin etmek için tıklayın:
1)
Antiinflamatuar; iltihap giderici,
2)
Antioksidan; temizleyip yenileyici,
3)
Antitümöral; kitle engelleyici,
4)
Antiaterosklerotik; damar sertliğini, daralma ve tıkanıklıkları önleyici…
Amerika'dan
İngiltere'ye, Avustralya'dan Almanya'ya kadar herkese, üstelik doktor
nezaretinde kullandırılmaktadır balık yağı.
Japonya'da
ise balık yağı kullanımında, direkt sağlık bakanlığı devrededir.
Yeni doğan
bebeğe - Biz Türkiye'de, bebek 6 aylık olana kadar anne sütü dışında bir şey
vermezken - anne sütüyle birlikte balık yağı da vermektedirler.
- Üstelik de
neredeyse bizim büyüklere verdiğimiz doz olan 0.9 gram/gün olarak.
- 3 ile 5
yaş arası bütün çocuklara; bizdeki erişkin dozunun 1.5 katı olan 1.5 gram/gün
verilmektedir.
- 50-70 yaş
arası kadınlara; 2.5 gram/gün, erkeklere 2.9 gram/gün,
-
Hamilelere; 2.1 gram/gün,
- Lohusalara; 2.5 gram/gün kullandırılmaktadır.
Bu ürünü temin etmek için tıklayın:
NETİCE
Sonuç ne
sizce?
Türkiye'de
kalpten ölüm oranı %50 iken yani 2 kişiden biri kalpten ölürken;
Japonya'da
bu oran %13 tür! Japonya’da 100 yaş üzeri yaşayan insan sayısı ise; (Verileri
görmeme rağmen inanmakta ben bile güçlük çekiyorum) tam 300.000 kişidir! 90
yaşında birisi öldüğünde: “Vah vah! Genç yaşta, çiçeği burnunda gitti” diyorlar
oralarda.
Bizde ise:
“Maşallah… Dünyaya kazık çakmış, amma da yaşamış” deniyor.
Piyasada çok
ucuza satılan, Norveç, Alaska kökenli olduğu söylenen balık yağları var.
Bunların bir çoğunun prospektüslerini okudum.
Hiçbirisinde
hangi cins balıklardan ve balığın neresinden elde edildiği yazılmamış! Bu kadar
ucuz olmaları, düşündürücü değil mi sizce de? Benim ailemde ve kendimde
kullandığım balık yağı, “somon, sardalye ve uskumru" gibi “soğuk deniz
balıklarının” gövdesinden elde edilmekte. 150 devlette denetlenmiş ve o ülkelerde
satılan bir balık yağı ayrıca.
Ben bir
hekim olarak, bu yazıyı yazmakla vicdani mesuliyetimi yerine getirmiş oluyorum.
Fakir ya da zengin hiç kimsenin bebeğinin ya da ailesinin hayatı,
diğerlerinkinden kıymetli değildir ve herkesin doğru malumatlara, doğru bilgiye
ulaşma hakkı vardır.
Bu ürünü temin etmek için tıklayın:
Omega3 neden önemli?
Beslenme ve Diyet Uzmanı Hale Taşgın anlattı: Omega 3 yağ asitlerinin sağlığımızın sigortalarından biri olduğuna dikkat çeken Hale Taşgın, “Bu yağlar vücudumuzda üretilmediği için mutlaka dışarıdan alınmalı” dedi.
Nazan DOĞANER HALICI
06:00 - 16 Şubat 2020
HaberlerSağlık
HABERİN DEVAMI
Kalp-damar, kanser, diyabet, kolesterol gibi pek çok hastalığa karşı koruma sağlayan Omega 3, kemikleri ve hafızayı kuvvetlendirdiği gibi ilerleyen yaşla birlikte yıpranmaya başlayan dokuların yenilenmesini de sağlıyor. Özellikle yaşlıların, anne adaylarının, emziren annelerin, bebek, çocuk ve gençlerin Omega 3'ten zengin beslenmeleri gerekiyor.
Hale Taşgın
HANGİ BESİNLERDE VAR?
– Somon, sardalya ve uskumru gibi yağlı deniz balıkları
– Lahana, ıspanak, semizotu
– Soya fasulyesi
– Avokado
– Ceviz
– Chia tohumu, keten tohumu, kenevir tohumu
– Keten tohumu yağı, kanola yağı.
DOKTORUNUZA DANIŞIN
Balık yağı takviyelerinin doktora danışılarak kullanılması gerekir. Kan akışkanlığını artıran ilaç kullanan hastalar, Omega 3 takviyesini kontrolsüzce almamalıdır. Aksi takdirde beyin kanaması ve felç riskleri artabilir.
Bu ürünü temin etmek için tıklayın:
OMEGA 3'ÜN 8 ÖNEMLİ FAYDASI
1 – Unutkanlığı önlüyor: Omega 3, beyin sinyallerinin iletimi açısından oldukça önemli olan DHA kaynağı ile beyin hücreleri arasındaki iletişimi kuvvetlendiriyor. Bu sebeple başta balık olmak üzere Omega 3 açısından oldukça zengin gıdaların tüketimi, beyni ileri yaşlarda bunama, unutkanlık gibi nörolojik hastalıklardan koruyor. Ayrıca çocukluk döneminde gözlemlenen dikkat eksikliği ve yoğunlaşma bozukluğu gibi olumsuz durumlarda da önleyici rol oynuyor.
2 – Kalp krizi riskini azaltıyor: Omega 3 trigliseritlerin (kan yağlarının) yüzde 15-30 oranında azalmasını sağlıyor. Kan basıncını düşürüyor. İyi kolestrol olarak bilinen HDL kolesterol seviyesini artırıyor. Kanın pıhtılaşmasını önlüyor. Dolayısıyla kalp krizi riskini de azaltıyor.
3 – Bağırsak kanserinden koruyor: İkinci beynimiz olan bağırsaklarımızı korumamız sağlığımız açısından oldukça önemlidir. Omega 3 yağ asitlerinin özellikle kalın bağırsak kanserine karşı koruyucu etkiye sahip olduğu araştırmalarla tespit edilmiştir. Bu yağ asitleri, kalın bağırsak kanserinin yanı sıra bağırsakları, diğer rahatsızlıklara karşı da koruyucu etkiye sahiptir.
4 – Gözlere iyi geliyor: Yapılan araştırmalar, retina sağlığı ve görsel gelişim açısından Omega 3 yağ asitlerinin oldukça faydalı olduğunu, yeterli düzeyde balık tüketen kişilerde, balık tüketmeyen kişilere oranla göz hastalıklarına yakalanma riskinin çok daha az olduğunu ortaya koymaktadır.
5 – Eklem yaşlanmasını geciktiriyor: Omega 3 yağ asitleri vücudun bağışıklık sistemini destekliyor. Bu sayede vücutta enflamasyon (iltihap) oluşumunu büyük oranda önleyerek özellikle ileri yaşlarda oluşabilecek eklem rahatsızlıklarının gelişimini büyük oranda engelliyor.
Bu ürünü temin etmek için tıklayın:
6 – Depresyonu hafifletiyor: Yapılan araştırmalara göre Omega-3 içeren besinleri tüketen hastalarda depresyon ve anksiyete semptomlarının azaldığı tespit edilmiştir.
7 – Cildin genç görünmesini sağlıyor: Omega 3 yağ asitleri cildin nemli kalması sağladığından, yaşın ilerlemesiyle birlikte oluşabilecek kırışıklıklarının önüne geçiyor.
8 – Vücudun direncini artırıyor: Kolesterol, diyabet ve akciğer rahatsızlıklarına karşı da oldukça faydalı olan Omega-3 tüketimi, vücudun direncini de artırdığından özellikle mevsim geçişlerinden kaynaklı rahatsızlıkların önüne geçebilmek için de oldukça önemlidir.