Taner Akçakanat - Geçmiş Yaşam Çalışması (Anda Yaşama Çalışması) +90 553 918 4812
Ana sayfa| Hesabım / Üyelik | EN

Blog Yazılarım

Çalışmalar Sonrası

BOLLUK BEREKET VE ŞANS MÜMKÜN MÜ?


BOLLUK BEREKET VE ŞANS MÜMKÜN MÜ?

Bolluk bereket ve şans herkesin hayatında istediği bir şeydir. Herkes hayatında şanslı olmak ister. Herkes hayatında her şeyin rast gitmesini her şeyde belli bir başarıyı elde etmek ister. Ama aslında şans bolluk ve bereket göründüğü gibi sadece kaderden gelen belli insanlara ait olan bir şey değildir. Bununla ilgili birçok kitap yazılmıştır. Bununla ilgili birçok teori vardır. Bilinen bazı gerçekler vardır. Tabii ki kaderin rolü vardır tabii ki doğuştan beli sakatlıklarınız olabilir veya başınıza hiç beklemediğiniz kazalar gelmiş olabilir veya istenmeyen bir ailede doğmuş doğmuş olabilirsiniz. Ama kontrol edebileceğimiz bazı şeyler var. Başarılı insanlarla yapılan araştırmalarda elde edilen sonuçlara göre belli özellikler ortaya çıkmıştır. Bunlardan bir tanesi; kişilerin başına ne gelirse gelsin şanslı olduğunu söyleyen insanların ilk cümlesi  ‘bundan daha kötü olabilirdi’ cümlesini kullanmakmış. Ne olursa olsun istisnasız her şeyin daha kötü olabileceğini düşünmüşler ve ikincisi de olumlu beklentiler içinde olmuşlar. Başlarına daha kötü şeylerin gelebileceğini düşünmüşler ve ondan sonrada olumlu beklentiler içinde bulunmuşlar. Üçüncüsü de inanç duygusu. Başarabilecekleri ile ilgili inançlı olmaları. Bütün şanslı insanların başlarına ne gelirse gelsin daha kötüsü olabileceğini düşünmeleri, daha iyisini yapabilecekleri ile ilgili olumlu düşüncelerin olması fark yaratmış. Bu üç karakteristik  kullandıkları en büyük özellikleri olmuş. Eğer bu üç özelliği sizde kullanmaya başlarsınız, birden bire hayatını değişmeyebilir, ama daha iyisini başarmak üzere güzel şeyleri çekmeye başlarsınız. 

Diğer yapılabilecek şeyler ise seneler süren araştırmalarla ortaya çıkmış. Şans kitabı yazarı İngiliz psikolog Richard Wiseman tam sekiz yıl boyunca, 400'e yakın ‘‘şanslı’’ ve ‘‘şanssızı’’ inceleyen Wiseman‘‘şanslıların’’ dört ortak özelliklerini tespit etmiş. Kimi zaman farkına dahi varmadan devreye giren bu özellikleri şöyle özetlemek mümkün: Önüne çıkan fırsatı değerlendirmek, sezgilerine güvenmek, şanslı olduğuna inanmak ve olumsuzda olumluyu bulup çıkartmak.

Mesela dünyanın en zengin kişilerinden biri Warren Buffet, Harvard'dan kovulmuş olmasının hayatının en büyük şansı olduğunu, zira bu başarısızlığı nedeniyle kariyerine başladığını anlatırmış. Richard Wiseman ve yardımcılarının laboratuvarda yaptıkları testlerden bir örnek şöyle:  ‘‘Şanslı’’ ve ‘‘şansızların’’ önlerine bir dergi konuyor ve derginin içindeki fotoğrafların sayılması isteniyor. ‘‘Şanslı’ ’ların gözüne anında, dergide 45 fotoğrafın olduğunu belirten bilgi ilişiyor. ‘‘Şanssızlar’’ ise fotoğrafları saymaya koyuluyor.  Birincisi önüne çıkan fırsatı değerlendirmiş, ikincisi fotoğrafları sayacağım diye adeta körleşmiş. Diğer bir araştırmada örnek bir senaryo sunulmuş.

Basit bir deney yapılmış;

Hem şanslı hem de şanssız insanlara bir gazete verdim ve onlardan gazeteyi iyice inceleyip içinde ne kadar fotoğraf olduğunu bana söylemelerini istedim. Gazetenin ortalarında bir yere üzerinde şu not yazılı olan büyük bir mesaj yerleştirdim. Deney görevlisine bunu gördüğünüzü söyleyin 250 dolar kazanın bu mesaj sayfanın yarısını kaplıyordu ve yüksekliği 5 cm in üzerinde olan bir fontla yazılmıştı. Herkesin yüzünü sabit bakışlarla süzüyordum şanssız insanlar bunu fark edemezlerken şanslı insanlar hemen fark ettiler… Şanssız insanlar genel olarak şanslı insanlardan daha gergindirler. Bu endişeli ruh hali, beklenmeyeni fark etme yeteneklerine zarar verir. Sonuç olarak fırsatları kaçırırlar çünkü başka bir şeyi aramaya aşırı odaklanmışlardır. Partilere, mükemmel eşlerini bulma düşüncesiyle giderler. Bu yüzden de iyi arkadaşlar edinme fırsatlarını kaçırırlar. Belli iş ilanlarını bulmaya kararlı bir biçimde gazeteleri incelerler ve diğer iş olanaklarını kaçırırlar. Şanslı insanlar daha rahat ve açıktırlar. Dolayısıyla yalnızca aradıklarını değil orada ne olduğunu da görürler.

ARAŞTIRMA SONUÇ OLARAK ŞUNU GÖSTERDİ...

Şanslı insanlar 4 ilke sayesinde şanslarını yaratırlar. Şans fırsatlarını yaratma ve fark etme konusunda beceriklidirler. Sezgilerini dinleyerek şanslı kararlar verebilirler. Olumlu beklentiler sayesinde doğru çıkan tahminlerde bulunurlar. Şanssızlığı şansa dönüştüren esnek bir yaklaşım benimserler. Çalışmanın sonuna doğru bu ilkelerin şansı yaratmada kullanılıp kullanılamayacağını merak ettim. Bir grup gönüllüden bir ay boyunca şanslı bir insan gibi düşünüp davranmaya yardımcı olacak egzersizler yapmasını istedim.

Çarpıcı sonuçlar; bu egzersizler şans fırsatlarını fark etmeleri, sezgilerini dinlemeleri, şanslı olmayı ummaları ve şanssızlığa karşı daha esnek olmalarında onlara yardımcı oldu. Gönüllüler 1 ay sonra döndü ve neler olduğunu anlattılar. Sonuçlar çarpıcıydı. Bu insanların %80'i artık daha mutluydu, yaşamında daha çok tatmin oluyordu ve belki de en önemlisi daha şanslıydı. Sonuç olarak asla akla gelmeyecek şans faktörünü bulmuştum.

 

Richard Wiseman'a bakarsanız, şanssız olduğuna inanmak insanın başına gelebilecek en korkunç şeylerden bir tanesi. ‘‘Zira bu inanç hayatın tüm alanlarına sirayet ediyor. Yılgınlık, yenilmişlik duygusu şansızlığı da beraberinde getiriyor. Oysa tam aksine hayatının üzerinde kontrolü olduğuna inananlar her şeye daha olumlu yaklaştıklarından başlarına iyi şeyler geliyor.’’ Peki, o halde herkes şanslı olabilir mi?  ‘Kesinlikle evet. Tüm araştırmalarım bunu gösteriyor.’’
Yalnız işin püf noktası ayrıntıda gizli. Şans iki türlü.  Wiseman da itiraf ediyor bunu.  Bir tanesi lotoda kazandıran ve kontrol edemediğimiz şans.
Diğeri de şansa benzeyen ama psikolojik faktörlerle açıklanabilecek bir şey. İyileştirebileceğimiz, yönünü değiştirebileceğimiz işte bu ikincisi.
Yani, ‘‘Her insanın şansı kendi elindedir’’ diyen Alman atasözünde de, ‘‘Talihli olanların horozları bile yumurtlamaya başlar’’ diyen Rus atasözünde de haklılık payı var.

İşte, ‘şanslı’ Lee’nin öyküsü: “Yirmi yıldan beri satış ve pazarlama işindeyim. Gösterdiğim performans nedeniyle pek çok terfi ve ödül kazandım, üst düzey görevlere getirildim. Başarımda, şans çok çok büyük rol oynadı. Her zaman doğru zamanda doğru yerde oldum.” …

Lee, sadece işinde şanslı değil. 25 yıldır mutlu bir evliliği var. Üstelik bir keresinde şansı sayesinde kıl payı ölümden kurtulmuş!

Stephen ise, hayatın kendisine her zaman kötü bir oyun oynadığından yakınanlardan. Londra’da yaşayan 54 yaşındaki Stephen’e bir keresinde kazı kazan kartına büyük ikramiye çıkmış. Ancak bir baskı hatası yüzünden kartın pek çok kere basıldığı ortaya çıkmış ve ikramiyeyi binlerce kişiyle paylaşmak zorunda kalmış!

Stephen, her zaman işlerini yoluna koymakta da zorlanmış, muhasebecisi kendisini dolandırmış ve sonunda iflas etmiş. Ardından da kalp krizi geçirmiş: “Artık ne işim var, ne de param. Bana her zaman bir işin yüzde 101’ini yapmak düşmüştür. Bazen yukarıdakinin bana karşı daha insaflı davranması gerektiğini düşünüyorum. Bundan daha iyisini hak ediyorum, fakat sanırım kartlar bu şekilde dağıtılmış.”

Çok acıklı değil mi? Ama acıklı olan Stephen’in yaşadıkları mı, yoksa hayata bakış açısı mı?

Prof. Wiseman’a göre şanslı ve şanssız insanlar arasındaki dört temel fark:

 

1- Şanslı insanlar daima tesadüflere bağlı fırsatlarla karşılaşıyor. Yaşamlarında çok olumlu etkileri olacak insanlarla tesadüfen tanışıyor ve ilginç fırsatlarla karşılaşıyorlar. Şanssız insanlar ise bu tip deneyimleri çok az yaşıyor.

 

2- Şanslı insanlar sebebini bilmeden doğru kararlar veriyor. Hangi kararın çıkarlarına olacağını ya da kimin güvenilmez olduğunu bilebiliyorlar. Şanssız insanların kararları ise hep yanlış oluyor, hayal kırıklığı yaratıyor.

 

3- Şanslı insanların hayalleri sihirli bir değnek değmişcesine bir anda gerçekleşiyor; amaçlarına ulaşıyorlar. Şanssız insanlar için durum yine bunun tam tersi: Hayalleri fanteziden öteye gitmiyor.

 

4- Şanslı insanlar, şanssızlığı şansa döndürme yeteneğine sahipler. Şanssız insanların böyle bir kabiliyeti yok ve kötü şansları onlara her zaman mutsuzluk ve başarısızlık getiriyor.

PROFESÖR WISEMAN'İN ÖNERDİĞİ TEMEL İPUÇLARI

Şansın dört ilkesi

1. ilke:

Tesadüflere bağlı fırsatları çoğaltın!

• Şanslı insan güçlü bir “şans ağı” inşa eder ve bunu korur.

• Şanslı insan hayata daha esnek ve sakin bakar.

• Şanslı insan daima yeni deneyimlere açıktır.

2. ilke:

İç sesinizi dinleyin!

• Şanslı insan, iç sesini ve sezgilerini kullanarak başarılı kararlar verir.

• Şanslı insan, sezgilerini yükseltecek adımlar atar.

3. ilke:

Geleceğin iyi olacağını düşünün!

• Şanslı insanın gelecekle ilgili beklentileri, hayallerini gerçekleştirip amaçlarına ulaşmasını sağlar.

• Şanslı insan, şansının gelecekte de süreceğini düşünür.

• Şanslı insan, başarı olasılığı çok zayıf da olsa amacına ulaşmak için çaba gösterir ve başarısızlığa direnir.

• Şanslı insan, başkalarıyla etkileşiminin başarılı olacağı beklentisindedir.

4. ilke:

Kötü şansı talihe dönüştürün!

• Şanslı insan, kötü şansını talihe dönüştürme yeteneğine sahiptir.

• Şanslı insan, kötü kaderin iyi yanını görür.

• Şanslı insan, başına gelen talihsiz bir olayın uzun vadede en iyi şekilde sonuçlanacağına inanır.

• Şanslı insan, şanssızlıkların üzerinde durmaz.

• Şanslı insan, gelecekte daha fazla talihsizlik yaşamamak için yapıcı adımlar atar.

 “Gerçekten şansa inanırım ve ne kadar çok çalışırsam, o kadar şanslı olduğumu gördüm.”

– Thomas Jefferson

Ayrıca lütfen buradan youtube videosunu izleyin. ŞansBolluk ve Bereket Videosu

Bununla ilgili yaptığım seanslardan da oldukça güzel sonuçlar alabiliyorum. Birçok kişi kendisini sabote ettiği düşünceleri fark edip bırakınca, onları engelleyen enerjiler temizleniyor

Spiritütel Yaşam Koçu,

 

Taner Akçakanat


Eğitim ve seans almak için;
☎️: 0312 803 23 90
???? : +90553 918 4812